PamUK prENs büYüYOrrr

Lilypie First Birthday tickers

20 Kasım 2013 Çarşamba

Supriz...

Oradan bile duydun sesimi..
Yetiştin özlemime..
Girdin rüyama..
Güldün, güldürdün...
Hiç gitme istedi ama baktım sabah olmuş..
Çağan anneeee diye bağırıyor...
Hayat devam ediyor...
Ama seni çok özlemişim...
Daha sık gir rüyalarıma....
Dido diye seslen bana...

11 Kasım 2013 Pazartesi

Un helvası

Dun
Sana yapıp yetiştiremediğim tavuk suyu çorbanın ununu kavururken düştü aklıma
Burnuma değdi kokusu
Gözümde canlandı
Geçmiş kandiller
Cenezaler
Dualar
Ve senin herkesin dilinden düşüremediği un helvan
Herhalde yediğim ya 1 ya 2dir
Dido 1 tane ye 1 tadına bak derdin
Bileydim patlayana kadar yerdim
Elinden zehir olsa icerdim...
Ah bileydim
Bi daha hic tadamayacağımı

6 Kasım 2013 Çarşamba

Özlüyorum

Senin ölümünü görecek kadar büyümüşüm
Ama
Yokluğunu kabullenemeyecek kadar küçükmüşüm...

Burnumda kokun
Gözümde yüzün
Kulağımda Dido diyen sesin...
Bi tek sen diyince güzel zaten...
O son bi kez görseydim seni yine değişmezdi bu özlem
Ama seni son kez göreceğimi hissederek o yoğun bakım kapısından içeri girince
Doktorun Fatihe kaybettik dediğini ağzından okudum
Duymadım ama anladım
Çok zoruma gitti..
Herhalde bugüne kadar hayatımda en kötü hissettiğim andır o
Dünyann başıma yıkıldığı
Belki benim sesimi duyarsan tepki verirsin diye ummuştum
Yetemedim
Yetişemedim...

Ayrılık...

gözümde takılı kalan yaşsın anneanneciğim...
Yokluğun kabul edilebilir değil ki benim için...
Bu şarkı tam içimden bir yerden sana gelsin gül yüzlüm...
Olaydın da gıdından bir koklayaydım...



Fikrimden geceler yatabilmirem
Bu fikri başımdan atabilmirem
Neyleyim ki sene çatabilmirem

Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık

Uzundur hicrinle kara geceler
Bilmirem men kendim hara geceler
Bir oktur kalbime yara geceler

Ayrılık ayrılık aman ayrılık
Her bir dertten ala yaman ayrılık


22 Ekim 2013 Salı

Hoş da beş

Gözümde hep yüzün....
Aklımda türlü türlü anıların...
Dondurma yediğimiz düşüyor aklıma, Siyami Ersek dönüşü istemişti canın, sonra da kapıda kalmıştık...
Nasıl da severdin dondurmayı, bir de arabada gezmeyi...
Dido hadi bir tur attır derdin...
Ah o turlar hiç bitmeseydi be canımın içi...
Burnuma kokusu düşüyor sıkça
Dedemle bana hazırladğınız patatesli omletin...
Küp küp doğrardı dedeciğim ben okuldan dönene yakın...
Sen de hala hiçbirimizin beceremediği börek gibi omletimi pişirirdin...
Ne lezzetlidir elin...
Bi de dökmesen her yemekte bişey :)
Dedeciğim tembihlermiş sana kız okuldan geliyor yemeğini yemeden sakın üzerine gitme diye...
Sen ne gidecektin üzerime
Sen benim sırdaşımdın, canımdın...
Özledim anneanne...
Sokağına giremiyorum...
Saçım dağınık kalsa, kulağıma geliyor sesin bi tara su saclarını diye...
Ben sensiz büyümek istemiyorum...
Seni çok seviyorum...

20 Ekim 2013 Pazar

Bugün bayram, bir kaşık ayran...

Sensiz  ilk bayram da gecti... Yuregimde ince sızı oldun... Boynuna sarılamadıgım, kahvaltını yapamadıgım ilk bayram...
Senden kalan o kadar cok anı var ki...
Bundan sonra benim için de her bayramın ilk cumlesi senin son bayramında yatagında soylediğin gibi
Bugün bayram, bir kaşık ayran...
Ah benim gul yuzlum
Elinde sigaran, sacında tacın, olaydın be yanımızda...

7 Ekim 2013 Pazartesi

54. Gun

ilk gun, ikinci, üçüncü, yedinci, kırkı, elli ikisi...
ne fark ediyor? acısı diniyor mu?
bence hayır...
sen benim anneannem değil "buyuk" annemdin...
ama dün Çağan 3,5 yaşındaki aklıyla çok güzel bir şey söyledi..
Ben biraz üzgündüm, o da üzülme o kocasının yanında dedi..
Ama beni bıraktı diyince, ama ben varım seninle anne dedi...
ve ben yine büyüdüm...
bbir kez daha anladım, evlat balının, evlat annesi olduğunu...
Sen gittin ben büyüdüm
Sen gittin benim cildim bile agladı arkandan, beyaz beyaz dokuyor gozyaslarını...
Seni ozluyorum
Seni cok seviyorum...
Ama biliyorum, sen o yedinci gününde mezarına ektiğim ve hala parıldayan pembe çiçek gibisin...
Gittiğin yerde açarsın...
Benim güzel kadınım...

1 Ekim 2013 Salı

Seni gordum...

Karsımda oturuyordun... İnanamadım... Oyle guzel ve canlıydın ki... Sarı bir tshirt vardı ustunde yuzun hic kırısmamıs... Eskisi gibi gibi kısa koyu kestane fonlu saclar...
Bak iste burdasın diyorum
Ben biliyordum ki sana bir sey olmadıgını
Yanımdakileri durutuyorum
Siz de gordunuz degil mi soylemistim o olmedi diye diyorum
Ve bana deliymişim gibi bakıyorlar...
Meger ruyamda bile yokmussun...
Gozumde yaslarla uyandım gece 2:30 da ve uyumadım
Cok ozledim
Sanma unutuyorum
Sanma aklımdan cıktıgın bir saat oluyor
Ben sensizligi kabullenemiyorum ki....

13 Eylül 2013 Cuma

1ay

Yarın 14/9
14/8'in uzerinden tam 1ay gecmis olacak...
Ve ben seni en son 12/8 de gordum
Cunku 13/8'de sana corba yapayım diye, sana ugramadan eve gittim
14/8de sabah sizi uyandırmayayım diye corbayı annemlere bıraktım
Ve oglen her sey icin cok gecti
Seni gormek icin acil servise girdigimde oldugunu duydum
O corbayı hic icemedin
Ve ben seni son 1 kez goremedim
Gıdını opup, koklayamadım
Ananem, canımmm diyemedim
Gul yuzlum diyemedim
Pencereden kus uctu soyleyemedim
Evet cok sey paylastık, ne mutlu bana, sıralı olum, acı cekmedi .... Ama
Yetmediii
Ozluyorum
İcim yaniyor...

10 Eylül 2013 Salı

Neden cevap vermiyorsun?

Pazar gunu çok hastalandım... Öyle kötü bir şey değil grip oldum, halsizdim çok... Fatih arabadan indi, eczaneden ilaç almak için... Çağan ile oturuyorduk arkada... Birden Mübaaa, Mübaaa diye seslenmeye başladı.. Ne olduğunu anlayamadım. Sonra neden cevap vermiyor anne dedi... Ona senin gökyüzünde olduğunu söylemiştim... Senden bir cevap beklemiş... Ve aktı gözyaşları... Eve gidince de bitmedi... Yine çk eksik hissettim... Ben lisedeyken de bir kere böyle kötü grip olmuştum, hatta okulda uyuyakalmıştım... Babam gelip alıp, beni size bırakmıştı... Ve her zamanki en sevdiğim şehriye çorbasını yapmıştın, "Hasta Çorbası"...
Pazar günü de yokluğun çok dokundu içime...
Bazen kendimi hala varolduğunla kandırmaya çalışıyorum, ama sonra tokat gibi çarpıyor o soğukluk...
Söylemiştim değil mi seni ne çok sevdiğimi...

5 Eylül 2013 Perşembe

Hoşçakal...


Cok geciktirdim bu yazıyı...
Bi işaret olmasın istedim...
Bunu yazarsam gidersin sandım...
Seni ne kadar sevdiğimi, seninle yaşadığım özel anları anlatırsam gidersin diye korktum...

Ve gittin...
Çocukluğumu da alarak...
Ben sizin evlat balınızdım, balanızın balıydım...
Artık değilim...

Dedem hayatta tanıdığım en iyi insandı, tartışmasız...
Melek kalpli, pamuk gibi gulumserdi... seni de ne çok severdi...

Özel günlerde karanfil alırdı senin için, bana da gösterirdi...
Daha da küçükken akşam saat 6’da ışıklarda beklediğimi hatırlıyorum onu..

Hiç gecikmezdi.. her sabah aynı saatte gider, akşam da aynı saatte minibüsten inerdi..
Hemen kuruyemişçiye götürürdü beni, hiç bir şey aldırmak istemezdim, parası bitmesin diye...

Sense tanıdığım en özel kadın, komik, bakımlı, kendine güvenli, dobra ve bir kadında olması gereken her şey...

Özleyeceğim demiyorum çünkü özledim.. evin önünden geçemiyorum...  Mezarlığa bile ayağım varmıyor, senin gittiğine inanmak istemiyorum..

Şimdi yine gözlerim yanıyor... bu yazı bile günlerdir sürünüyor... parmaklarım yokluğunu reddediyor...

Çağan bu sabah yine sordu seni... anne sen de Müba’ya bakarsın dedi... bakamam ki dedim... hüzünlendim...

Ölümün en soğuk yanı, bir daha hiç o sesi duyamacağın, hiç o yüzü görüp, boynuna sımsıkı sarılamayağın gerçeği herhalde...

Sana çok söyledim.. simdi de er sabah, her akşam, sürekli bunu düşünüyorum...

Seni çok seviyorum... İyi ki senin torunun olmuşum... İyi ki bu kadar yakın, bu kadar dost bir anneanneyle büyümüşüm, aşkımı, hırsımı, dostumu, ergenliğimi, yavrumu, okulumu herşeyimi anlatmışım, günlüklerimi saklatmışım, güzel yemeklerini yiyip büyümüşüm, caddeleri gezip, spor yapmışım, seninle havuzlarda yüzmüşüm...

Sensiz bi yanım eksildii be Mübiş..

30 Nisan 2013 Salı

Nice Mutlu Yıllara


18/03/2010... 
Bir gün anneliğe uyanırsın... 3 yıldan çok oldu... Nasıl değişti hayat... Nasıl güzelleşti... "Kelimeler kifayetsiz" denen şey annelik olsa gerek... 
Sorsalar bilemezdim bu denli sevebileceğimi, onun başına bir şey gelirse diye aklımın çıkacağını, bazen eskaza sesim yükselirse gece vicdan azabından uyuyamayacağımı... Annelikte adalet yok... Annenin yüreği hep yavrusundan yana... 
Bunu da yaşayınca anlıyor insan... "İyi" çocuk yetiştirmek için bir şeyler yapmaya çabalıyor ama yüreciği nasıl da sızlıyor sonra... Keşke o yemesine izin vermediğim jelibondan bir tane yeseydi diyorum günün ortasında, mızırdandığında o kadar sert olmasaydım iyiydi diye düşünüyorum ya da akşam 9'da uyumaya zorlamasam mı diyorum... Diyorum da diyorum... 24 saat sana atıyor bu kalbim yavrum... 
Bütün bunları yazıyorum ama bu sefer Çağan için değil... Kendisini ancak şimdi anlayabildiğim 30 yıllık annem için... Ne seviyorum be annem ben seni... Ne sevdin sen de bizi... Nasıl güzel anne olmuşsun bize... İyi ki varsın... İyi ki doğmuşsun... İyi ki doğurmuşsun...
Bu arada seni doğuran anaya da minnetim sonsuz... Canım anneannem ne güzel evlat doğurmuşsunn...